Güzel Sanat Eserlerinde Fikri Mülkiyet Hakları ve Uygulamaları

Her hak mutlak surette bir hukuk kuralından doğar. Başka bir deyimle; hukukun korumadığıbir menfaat ve tanımadığıbir yetki "hak" olarak nitelendirilemez. Dolayısıyla neyin hak sayılıp sayılmayacağını, hakkın unsurlarını, kapsamınıve sınırlarınıbelirlemek hukuk düzeninin işidir. Hızla değiş...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Main Author: İsa Eliri
Format: Article
Language:English
Published: Selcuk University Press 2010-02-01
Series:Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1724363
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
_version_ 1841562719855050752
author İsa Eliri
author_facet İsa Eliri
author_sort İsa Eliri
collection DOAJ
description Her hak mutlak surette bir hukuk kuralından doğar. Başka bir deyimle; hukukun korumadığıbir menfaat ve tanımadığıbir yetki "hak" olarak nitelendirilemez. Dolayısıyla neyin hak sayılıp sayılmayacağını, hakkın unsurlarını, kapsamınıve sınırlarınıbelirlemek hukuk düzeninin işidir. Hızla değişen ve birçok alanda akıl almaz gelişmelerin yaşandığıgünümüzde üreten bireyin düşünce ürünleri ve özgünlük ilkesinin fazlaca önem kazandığınıifade etmek gerekir. Bu nedenle, toplumlar, düşüncelerin daha düzenli ve daha hızlıbir şekilde yayılmasınısağlayacak olanakların ve araçların gelişimine de önem vermişlerdir. Fikri haklar büyük ölçüde temel insan haklarıile birlikte değerlendirildiğinden ve ayrıca toplumun ekonomik sosyal ve kültürel yaşamının yanısıra sınaî ve teknolojik gelişimini de etkilemesi sebebiyle günümüzde son derece önem kazanmıştır. Dolayısıyla dünyamızdaki hızlıdevinim ve teknolojik gelişmeler fikir ve sanat dünyasındaki ihlalleri de beraberinde getirmektedir. Yaşadığımız çağda toplumların kendi haklarınıaramalarıve korumalarıbir yaşam biçimine dönüşmüştür. Düşünce ürünleri üzerindeki hakların korunmasınızorunlu kılan ilk neden toplumsal adaletin gerekleridir. Adalet, kişisel ve toplumsal haklar ve yararlar arasında denge sağlanmasınıgerektirir. İnsan HaklarıEvrensel Bildirgesinde, kültür yaşamında aralarında denge kurulmasıgerekli iki yarar gurubu vardır. Eser sahipleri ve toplum. Yaratıcıdüşünce için, emeğinin ürünlerinden en iyi şekilde yararlanmasınısağlayacak koşulların düzenlenmesi yanında, bu ürünlerden toplumun da en uygun koşullarla ve adalet kavramının gerektirdiği biçimde yararlanabilmesi için gerekli yol ve yöntemlerin düzenlenmesi, gerçekte toplumlara da nicelik ve nitelik bakımından daha güçlü bir düşünce ürünü zenginliğinden yararlanma olanağınısağlayacaktır. Fikri hukukta güzel sanat eseri denildiğinde “estetik bir muhtevayıbir yüzey veya cisim olarak ortaya koyan ve insanın görme duyusuna hitabeden fikri ürünler" anlaşılır. Diğer bir deyimle, insanın güzellik duygusuna hitap eden fikri ürünlere güzel sanat eserleri denilmektedir. Bu perspektiften bakıldığında Güzel sanat eserleri görme duyumuza hitap ederek estetik bir haz uyandıran, bir yüzey üzerinde yahut cisim halinde oluşmuşfikir ürünleridir. Güzel sanat eserlerinin herhangi şekilde dil ile ifadeleri söz konusu değildir. Bunlar durağan nitelikte olduklarından, kural olarak sabit bir ifade ve tespit vasıtasına ihtiyaç gösterirler. Esere ve emeğe saygının mutlak bir toplumsal hak olduğu bilincinin tüm sosyal ve yaşamsal mercilerce benimsenmesi ve bunun bireyin mutlak bir hakkıolduğunun bilincine varılmasıgerekmektedir. Tüm bunlarıifade ettikten sonra bireyin en temel haklarından olan uygulamaya aktarılmışestetik niteliğe haiz düşünce ürünlerinin korunmasının gerek bireysel ve gerekse devlet tarafından kanun nezdinde korunmasının bir zaruret olduğu sonucuna varmak kaçınılmaz olacaktır. Ülkemizde her geçen gün gerek uluslar arasıplatformda ve gerekse ulusal yasalar çerçevesinde sanatçının haklarının gözetilmesi ve korunmasınoktasında gelişmeler kaydedilmektedir. Ancak şu gerçekte unutulmamalıdır ki esere ve emeğe yapılan tecavüzler, düşünce ürünleri üzerindeki ihlaller, küreselleşen dünyamızda önemli bir rant kapısıhaline gelmiştir ve ihlaller çok hızlıkabuk değiştirerek kendilerini mevcut yasalara göre menfi yönde güncellemektedirler. Bu sebeple her şart ve suretle toplumsal bilinci ve yasal düzenlemeleri ihlallerin ve tecavüzlerin önünde tutmak devletin, yasaların, sivil toplum kuruluşlarının, sanatçıların asli görevi olmalıdır.
format Article
id doaj-art-a263a620b93a41a394d31cab8447e6ae
institution Kabale University
issn 2667-4750
language English
publishDate 2010-02-01
publisher Selcuk University Press
record_format Article
series Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
spelling doaj-art-a263a620b93a41a394d31cab8447e6ae2025-01-03T00:44:52ZengSelcuk University PressSelçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi2667-47502010-02-01236171154Güzel Sanat Eserlerinde Fikri Mülkiyet Hakları ve Uygulamalarıİsa Eliri0Selçuk ÜniversitesiHer hak mutlak surette bir hukuk kuralından doğar. Başka bir deyimle; hukukun korumadığıbir menfaat ve tanımadığıbir yetki "hak" olarak nitelendirilemez. Dolayısıyla neyin hak sayılıp sayılmayacağını, hakkın unsurlarını, kapsamınıve sınırlarınıbelirlemek hukuk düzeninin işidir. Hızla değişen ve birçok alanda akıl almaz gelişmelerin yaşandığıgünümüzde üreten bireyin düşünce ürünleri ve özgünlük ilkesinin fazlaca önem kazandığınıifade etmek gerekir. Bu nedenle, toplumlar, düşüncelerin daha düzenli ve daha hızlıbir şekilde yayılmasınısağlayacak olanakların ve araçların gelişimine de önem vermişlerdir. Fikri haklar büyük ölçüde temel insan haklarıile birlikte değerlendirildiğinden ve ayrıca toplumun ekonomik sosyal ve kültürel yaşamının yanısıra sınaî ve teknolojik gelişimini de etkilemesi sebebiyle günümüzde son derece önem kazanmıştır. Dolayısıyla dünyamızdaki hızlıdevinim ve teknolojik gelişmeler fikir ve sanat dünyasındaki ihlalleri de beraberinde getirmektedir. Yaşadığımız çağda toplumların kendi haklarınıaramalarıve korumalarıbir yaşam biçimine dönüşmüştür. Düşünce ürünleri üzerindeki hakların korunmasınızorunlu kılan ilk neden toplumsal adaletin gerekleridir. Adalet, kişisel ve toplumsal haklar ve yararlar arasında denge sağlanmasınıgerektirir. İnsan HaklarıEvrensel Bildirgesinde, kültür yaşamında aralarında denge kurulmasıgerekli iki yarar gurubu vardır. Eser sahipleri ve toplum. Yaratıcıdüşünce için, emeğinin ürünlerinden en iyi şekilde yararlanmasınısağlayacak koşulların düzenlenmesi yanında, bu ürünlerden toplumun da en uygun koşullarla ve adalet kavramının gerektirdiği biçimde yararlanabilmesi için gerekli yol ve yöntemlerin düzenlenmesi, gerçekte toplumlara da nicelik ve nitelik bakımından daha güçlü bir düşünce ürünü zenginliğinden yararlanma olanağınısağlayacaktır. Fikri hukukta güzel sanat eseri denildiğinde “estetik bir muhtevayıbir yüzey veya cisim olarak ortaya koyan ve insanın görme duyusuna hitabeden fikri ürünler" anlaşılır. Diğer bir deyimle, insanın güzellik duygusuna hitap eden fikri ürünlere güzel sanat eserleri denilmektedir. Bu perspektiften bakıldığında Güzel sanat eserleri görme duyumuza hitap ederek estetik bir haz uyandıran, bir yüzey üzerinde yahut cisim halinde oluşmuşfikir ürünleridir. Güzel sanat eserlerinin herhangi şekilde dil ile ifadeleri söz konusu değildir. Bunlar durağan nitelikte olduklarından, kural olarak sabit bir ifade ve tespit vasıtasına ihtiyaç gösterirler. Esere ve emeğe saygının mutlak bir toplumsal hak olduğu bilincinin tüm sosyal ve yaşamsal mercilerce benimsenmesi ve bunun bireyin mutlak bir hakkıolduğunun bilincine varılmasıgerekmektedir. Tüm bunlarıifade ettikten sonra bireyin en temel haklarından olan uygulamaya aktarılmışestetik niteliğe haiz düşünce ürünlerinin korunmasının gerek bireysel ve gerekse devlet tarafından kanun nezdinde korunmasının bir zaruret olduğu sonucuna varmak kaçınılmaz olacaktır. Ülkemizde her geçen gün gerek uluslar arasıplatformda ve gerekse ulusal yasalar çerçevesinde sanatçının haklarının gözetilmesi ve korunmasınoktasında gelişmeler kaydedilmektedir. Ancak şu gerçekte unutulmamalıdır ki esere ve emeğe yapılan tecavüzler, düşünce ürünleri üzerindeki ihlaller, küreselleşen dünyamızda önemli bir rant kapısıhaline gelmiştir ve ihlaller çok hızlıkabuk değiştirerek kendilerini mevcut yasalara göre menfi yönde güncellemektedirler. Bu sebeple her şart ve suretle toplumsal bilinci ve yasal düzenlemeleri ihlallerin ve tecavüzlerin önünde tutmak devletin, yasaların, sivil toplum kuruluşlarının, sanatçıların asli görevi olmalıdır.https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1724363sanattelifhakmülkiyetkanuneserartreconciliationrigtpossessionlawwork
spellingShingle İsa Eliri
Güzel Sanat Eserlerinde Fikri Mülkiyet Hakları ve Uygulamaları
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
sanat
telif
hak
mülkiyet
kanun
eser
art
reconciliation
rigt
possession
law
work
title Güzel Sanat Eserlerinde Fikri Mülkiyet Hakları ve Uygulamaları
title_full Güzel Sanat Eserlerinde Fikri Mülkiyet Hakları ve Uygulamaları
title_fullStr Güzel Sanat Eserlerinde Fikri Mülkiyet Hakları ve Uygulamaları
title_full_unstemmed Güzel Sanat Eserlerinde Fikri Mülkiyet Hakları ve Uygulamaları
title_short Güzel Sanat Eserlerinde Fikri Mülkiyet Hakları ve Uygulamaları
title_sort guzel sanat eserlerinde fikri mulkiyet haklari ve uygulamalari
topic sanat
telif
hak
mülkiyet
kanun
eser
art
reconciliation
rigt
possession
law
work
url https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1724363
work_keys_str_mv AT isaeliri guzelsanateserlerindefikrimulkiyethaklarıveuygulamaları