VERİLİ BİR DEĞER DUYGUSU OLARAK ADALET
Düşüncenin, varlıkla olan irtibatının en kapsamlı ve en derinlikli biçimi olarak felsefe, bilmenin konusu olabilecek her şeyi problem edinebilmektedir. İnsanlığın içinde bulunduğu ahlak krizini göz önünde bulundurarak diyebiliriz ki felsefenin öncelikli problem alanını ahlaki değerler oluşturmaktadı...
Saved in:
Main Author: | |
---|---|
Format: | Article |
Language: | English |
Published: |
Türk Felsefe Derneği
2021-12-01
|
Series: | Felsefe Dünyası |
Subjects: | |
Online Access: | https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2048990 |
Tags: |
Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
|
Summary: | Düşüncenin, varlıkla olan irtibatının en kapsamlı ve en derinlikli biçimi olarak felsefe, bilmenin konusu olabilecek her şeyi problem edinebilmektedir. İnsanlığın içinde bulunduğu ahlak krizini göz önünde bulundurarak diyebiliriz ki felsefenin öncelikli problem alanını ahlaki değerler oluşturmaktadır. Özellikle de ahlaki değerlerin kaynağı ve insanın bu değerlere bağlanması sorunu felsefi bir problem olarak ön plana çıkmaktadır. Dolayısıyla felsefi düşünce, insanın iç dünyasına yönelmek, bu dünyaya ışık tutmak ve böylece söz konusu probleme tutarlı çözümler üretmek durumundadır. Ahlaki değerlerin kaynağı, inşası, algılanması, benimsenmesi ve hayata aktarılması ile ilgili teorilerin düşünce tarihindeki seyrine baktığımızda büyük ölçüde aklın merkeze alındığını görmekteyiz. Çağdaş zamanlara gelindiğindeyse bilimsel, teknolojik ve sosyal gelişmelerin etkisiyle felsefi araştırmalarda yeni paradigmaların kendini gösterdiğine şahit olmaktayız. Örneğin insanın bilişsel yetileri yanında duygulanımları ve duyguların insanın ahlaki yargılarındaki rolü önemli bir araştırma alanı olarak kendini göstermiştir. Felsefi yaklaşımların tarihsel süreci içinde “Pathos” olarak tanımlanan ve ahlak teorilerinin kavramlaştırılmasında akli süreçlerin bir zaafı olarak tanımlanan duygular, günümüzde hem bilimsel hem de felsefi araştırmalarda önem kazanmıştır. Son yüzyılda duygular, nörobilimsel araştırmaların odağında yer almıştır. Felsefe ise duygularla ilgili önem ve önceliğini bütünsel bakış açısıyla devam ettirmekte ve söz konusu bu araştırmalara ışık tutmaktadır. Özellikle yapay zekâ çalışmalarında bilinç problemi ile birlikte duygular önemli bir çalışma alanı oluşturmaktadır. Bunun yanında duyguların, insanın ahlaki varoluşu açısından harekete geçirici rolü ve ahlaki değerlerle ilişkisi, önemli bir araştırma alanı oluşturmaktadır.Duygu konusu, her ne kadar ortak bir alan olsa da onunla ilgilenen bilimlerin yöntemleriyle felsefenin yöntemi birbirinden farklıdır. Salt bilimsel anlayış, insanı sadece biyo-kimyasal nitelikleri açısından ele almakta, hayatın içinde duyguları ile bü¬tünleşerek kendini var eden, ahlâkî değerler üzerine kurulmuş ilişkileri olan ve kendini sanatla ifade edebilen insanı izah etmekte yetersiz kalmaktadır. İnsanın ahlaki varoluşunu, onun sahip olduğu akıl-duygu bütünlüğü içerisinde hakiki anlamda ancak bilimsel yöntemlerin ulaşamayacağı sorgu¬lamalar yapabilen, merkezinde duygu meselesi olan felsefi soruşturmalar başarabilecektir.İnsana verili olduğunu öngördüğümüz adalet duygusunun ahlaki değerlerle ilişkisini duygu ve ahlak felsefesi perspektifinden ele almayı hedefleyen bu çalışma, Antik Yunan’dan günümüze duygu ve ahlakın ilişkilendirildiği felsefi yaklaşımları incelemek suretiyle duygu-değer ilişkisini ve bu ilişkinin merkezinde yer aldığını iddia ettiğimiz adalet duygusunun mahiyetini ve fonksiyonelliğini ortaya koymaya çalışacaktır. |
---|---|
ISSN: | 1301-0875 |